“Ama sen ormanı hiç görmedin ki.
Sen hep buradaydın. Kafesi getirip senin üstüne koydular.”
Orhan Kemal Öykü Ödülü (2013) sahibi Gamze Güller, dört duvar arasına sıkışmış ya da sıkıştırılmış gibi görünenlerin, akıp giden hayatın bir parçası olmaktan çok gözlemcisi konumunda bulunanların,
ancak kendi evreninin siperleri gerisinde soluklanabilenlerin öykülerini anlatıyor: Bir plazanın yirmi beşinci katındaki çay ocağında, son nefesi bekleyen bir hastane odasında, otoparkın karanlığına sığınmış bir arabanın içinde ya da uzak bir ülkenin metro istasyonunda karşımıza çıkan ama daima “dünyanın kenarında” duran karakterler var Zürafanın Bildiği’nde.
Bilip de susar hayvanlar. Her yerde gözleri var, her yerde kulakları. Dünden bugüne, bugünden yarına evrenin zamansız bilgisi var onlarda.
“Ama sen ormanı hiç görmedin ki.
Sen hep buradaydın. Kafesi getirip senin üstüne koydular.”
Orhan Kemal Öykü Ödülü (2013) sahibi Gamze Güller, dört duvar arasına sıkışmış ya da sıkıştırılmış gibi görünenlerin, akıp giden hayatın bir parçası olmaktan çok gözlemcisi konumunda bulunanların,
ancak kendi evreninin siperleri gerisinde soluklanabilenlerin öykülerini anlatıyor: Bir plazanın yirmi beşinci katındaki çay ocağında, son nefesi bekleyen bir hastane odasında, otoparkın karanlığına sığınmış bir arabanın içinde ya da uzak bir ülkenin metro istasyonunda karşımıza çıkan ama daima “dünyanın kenarında” duran karakterler var Zürafanın Bildiği’nde.
Bilip de susar hayvanlar. Her yerde gözleri var, her yerde kulakları. Dünden bugüne, bugünden yarına evrenin zamansız bilgisi var onlarda.